3- CA'FER B. YAHYA EL-BERMEKİ

Abbasî halifesi Harun Reşid'in önde gelen devlet adamlarından Cafer el-Bermekî (Ö.187/803), üstün bir alim, zarif bir edib ve pek cömert bir zengin olarak tanınıp sevilmişti. Çeşitli yerlerde valilik ve komutanlık yapmış başarılı bir idareciydi. Halifenin çok sevip takdir ettiği bir yakını ve yardımcısıydı. Babası Yahya el-Bermekî ise Harun Reşid'in veziriydi.

Harun Reşid, Cafer'i ve çok sevdiği kızkardeşi Abbase'yi yanından hiç ayırmazdı. Sohbet meclisinde onları da hazır bulundururdu. Harun, Cafer ile Abbase'nin aynı meclis ve sofrada meşru olarak buluşup görüşmelerini sağlamak için, Cafer'e çok fazla yaklaşmamak şartıyla Abbase'yi nikâhlama teklifinde bulundu. Cafer'in kabulü üzerine, Abbase'yi onunla nikâhladı.

Cafer ve Abbase, sohbetlerden sonra Harun kalkıp gidince başbaşa kalırlardı. Cafer verdiği sözün gereği Abbase'ye ilişmiyordu. Fakat Abbase rahat durmadı. Bir fırsatını bularak, zayıf bir anında Cafer'e nikâhın gereğini yaptırdı ve Cafer'den hamile kalarak bir oğlan çocuğu doğurdu. Halifeden korkan Abbase, çocuğu gizlice Bağdat'tan Mekke'ye gönderdi.
Harun Reşid o sene hacca gitmiş ve işin gerçeğini öğrenmişti. Bu duruma fena halde sinirlenmişti. Cafer'in artan kudreti, nüfuzu, bazı icraatları ve harcamaları da halifeyi ürkütüyordu. Nikâhın neticesi ise bardağı taşırdı. Bir hayatla birlikte bir ölüm doğdu. Cafer-i Bermekî, Harun Reşid'in emriyle idam edildi.
Derler ki, Cafer'in babası Yahya o yıl hac sırasında Kâbe'nin kapısında şöyle dua etmişti:
'Allahım! Eğer beni günahlarım yüzünden cezalandıracaksan, çoluk-çocuğum ve mallarımı almakla da olsa senin rızana ulaşmam için cezamı dünyada ver, ahirete bırakma.'
Yahya'nın duası kabul edilmişti. Oğlu Cafer idam edilmiş, kendisi de hapiste ölmüştür.



CA'FER B. YAHYA EL-BERMEKİ


Ebü'1-Fazl Ca'fer b. Yahya b. Hâlid el-Bermekî (ö. 187/803) Abbâsîler'in önde gelen devlet adamlarından.


150 (767) yılında Medine'de doğdu. Babası Hârûnürreşîd'in veziri Yahya b. Hâlid, annesi Abbasî ihtilâlinde önemli rol oynayan kumandanlardan Kahtabe b. Şebîb'in torunu Muhammed b. Ha­sanın kızıdır. Babası Yahya oğlunun ye­tiştirilmesi görevini meşhur kadı Ebû Yûsuf'a havale etti. Cafer çocukluk ve gençlik yıllarını Abbasî sarayında geçir­di ve devrin önde gelen kişilerinden çe­şitli konularda faydalandı. Çok iyi yetiş­mesi ve sahip olduğu edebî kültür sa­yesinde halifenin gözdesi oldu.


Ca'fer 176'da (792-93) Ebü'l-Heyzâm'ın isyanı üzerine halife ile birlikte Suriye'­ye gitti; ancak halife, kendisi daha yol­da iken âsinin öldürülmesi üzerine Bağ­dat'a dönünce Ca'fer bir süre daha Su­riye'de kaldı ve Humus'ta çıkan bir ka­rışıklığı bastırdı, aynı yıl batı eyaletleri valiliğine tayin edildi. Mısır Valisi Mûsâ b. îsâ zalimce davranışları sebebiyle az­ledildi ve yerine Ca'fer getirildi. Fakat Ca'fer Mısır'a gitmeyip yerine babasının tavsiyesi üzerine Ömer b. Mihrân'ı gön­derdi.


Mısır valiliği bir yıl kadar devam eden Ca'fer daha sonra Bağdat'a döndü. Su­riye'de çıkan olaylar üzerine oraya gön­derildi (180/796). Ca'fer kısa sürede is­yanı bastırıp işleri düzene koyduktan sonra o sırada Rakka'da bulunan hali­fenin yanına döndü. Halife ona bu ba­şarısından dolayı hil'at ve kıymetli hedi­yeler verdi.


Bazı araştırmalarda Taberî'deki bir habere dayanılarak[44] Ca'-fer'in bir ara vezirlik yaptığı ileri sürül­mektedir. İbn Haldun ise halifenin Ca'-fer'i "sultan" unvanıyla idarenin başına getirdiğini kaydetmektedir. Ancak Hârû-nürreşîd devrinde idari kademelerde sultan unvanının mevcut olduğuna dair kaynaklarda herhangi bir bilgiye rast­lanmamaktadır. Muhtemelen İbn Hal­dun sultan unvanını vezir karşılığında


kullanmıştır. Ayrıca Ca'fer'İn vezirlik yap­tığı bile şüphelidir. Suriye'den döndük­ten sonra Horasan ve Sicistan valiliğine tayin edilen Ca'fer yirmi gün sonra hali­fenin muhafız birliğinin kumandanlığı­na getirildi.


Ca'fer b. Yahya'nın tayin edildiği vali­lik görevlerinde Bağdat'tan uzun süre ayrı kalamaması halife ile olan yakınlı­ğından kaynaklanmaktadır. Ca'fer hali­feye her hususta yardımcı oluyor ve bazan ona vekâlet bile ediyordu. Dîvân-ı Resâil'de halife adına yazılacak mektup ve fermanları kaleme alıyor ve bazı mah­kemelerde hazır bulunuyordu. Bu mek­tup ve fermanlarda kullandığı edebî dil ve ayrıca hukuk bilgisinin derinliği her­kesin dikkatini çekiyordu.


Ca'fer b. Yahya Horasan valiliğinden ayrılınca bir süre bcrîd teşkilâtının ve darphâne ile tırâz atölyelerinin başına getirildi. Bu idarî görevlerinin yanında veliaht Me'mûn'un hocalığını da yaptı. Me'mûn Horasan valiliğine tayin edilin­ce Ca'fer de ülkenin doğu eyaletlerinin idaresinde söz sahibi oldu. Aynı şekilde halifenin diğer oğlu Emîn batı eyaletle­rinin valiliğine getirilince onun hocası ve Ca'fer'in ağabeyi FazI da ülkenin diğer yarısını kontrol altına almış oldu. Böyle­ce devlet idaresi babaları Vezir Yahya sayesinde merkezde, oğulları sayesinde de eyaletlerde Bermekîler'in eline geç­miş bulunuyordu.


186 (802) yılında hacca giden halife yanına oğullarını, vezirini ve oğullarının hocalarını da almıştı. Hac dönüşünde ha­life Enbâr yakınında Umr'da konakladı. Mesrur el-Hâdim'e Ca'fer b. Yahya'nın derhal idam edilmesi emrini verdi. Bu emir üzerine Ca'fer idam edildi[45]. Babası Yahya ile kardeşleri de hapse atılarak Bermekî aile­sinin iktidarına son verildi. Ca'fer b. Yah­ya'nın aniden idam edilmesi kaynaklar­da halifenin kız kardeşi Abbâse ile olan gizli aşk macerasına bağlanmaktadır. An­cak Ca'fer'in idamını Bermekîler'in ber­taraf edilmesinden ayrı düşünmek ve yalnızca bu sebebe bağlamak mümkün değildir.


Ca'fer b. Yahya Abbasîler döneminin önemli devlet ve kültür adamlanndan-dır. Cömert bir insan olan Ca'fer şairle­ri, musikişinas, edip ve âlimleri daima himaye etmiştir. Belagatı ve edebî üslû­bunun mükemmelliğiyle devrinin önde gelen edipleri arasında yer alıyordu. Adı­na altın ve gümüş sikkeler bastırmıştır.[46]



Bibliyografya:


Halîfe b. Hayyât, Târih (Ömerî), tür. yer.; Ya1-kübî. Târih, II, 410, 421, 429; Taberî, Târih (de Goeje] ,"626, 629, 631 -644, 666-668; Cehşl-yârî. et-Vüzerâ ue'l-küttâb, s. 211-321; Mes-üdî. Mürûcü'z-zeheb (Abdülhamîd), III, 384-392; Hatîb, Târthu Bağdâd, VII, 152-153; İb-nü'l-Esîr. el-Kâmil V\. 126, 140. 151, 161, 175-180; İbn Hallikân. Vefeyât (Abdülhamîd), I, 292-305; Zehebî, A'lâmü n-nübela, IX, 91; İbn Tağrîberdî, enNücûmü'z-zahire, I!, 123-124; L. Bouvat. Le$ Barme~cides les auteurs arabes etpersons, Paris 1912, s. 68-74; D. Sourdel, Le Vizirat Abbaside, Damas 1959, I, 134-180; a.mlf., "al-Barâmika", El2 (Fr.), I, 1064-1067; Ziriklî, el-A'lâm, II, 126; M. M. Ahsan, Social Life under the Abbasids, London 1979, s. 35-56; K. V. Zettersteen, "Ca'fer", İA, III, 7-8; I. Abbas, "Barmakids", Eh., Nl, 808.

Hiç yorum yok: