Harun Reşid, Cafer'i ve çok sevdiği kızkardeşi Abbase'yi yanından hiç ayırmazdı. Sohbet meclisinde onları da hazır bulundururdu. Harun, Cafer ile Abbase'nin aynı meclis ve sofrada meşru olarak buluşup görüşmelerini sağlamak için, Cafer'e çok fazla yaklaşmamak şartıyla Abbase'yi nikâhlama teklifinde bulundu. Cafer'in kabulü üzerine, Abbase'yi onunla nikâhladı.
Cafer ve Abbase, sohbetlerden sonra Harun kalkıp gidince başbaşa kalırlardı. Cafer verdiği sözün gereği Abbase'ye ilişmiyordu. Fakat Abbase rahat durmadı. Bir fırsatını bularak, zayıf bir anında Cafer'e nikâhın gereğini yaptırdı ve Cafer'den hamile kalarak bir oğlan çocuğu doğurdu. Halifeden korkan Abbase, çocuğu gizlice Bağdat'tan Mekke'ye gönderdi.
Harun Reşid o sene hacca gitmiş ve işin gerçeğini öğrenmişti. Bu duruma fena halde sinirlenmişti. Cafer'in artan kudreti, nüfuzu, bazı icraatları ve harcamaları da halifeyi ürkütüyordu. Nikâhın neticesi ise bardağı taşırdı. Bir hayatla birlikte bir ölüm doğdu. Cafer-i Bermekî, Harun Reşid'in emriyle idam edildi.
Derler ki, Cafer'in babası Yahya o yıl hac sırasında Kâbe'nin kapısında şöyle dua etmişti:
'Allahım! Eğer beni günahlarım yüzünden cezalandıracaksan, çoluk-çocuğum ve mallarımı almakla da olsa senin rızana ulaşmam için cezamı dünyada ver, ahirete bırakma.'
Yahya'nın duası kabul edilmişti. Oğlu Cafer idam edilmiş, kendisi de hapiste ölmüştür.
CA'FER B. YAHYA EL-BERMEKİ
Ebü'1-Fazl Ca'fer b. Yahya b. Hâlid el-Bermekî (ö. 187/803) Abbâsîler'in önde gelen devlet adamlarından.
150 (767) yılında Medine'de doğdu. Babası Hârûnürreşîd'in veziri Yahya b. Hâlid, annesi Abbasî ihtilâlinde önemli rol oynayan kumandanlardan Kahtabe b. Şebîb'in torunu Muhammed b. Hasanın kızıdır. Babası Yahya oğlunun yetiştirilmesi görevini meşhur kadı Ebû Yûsuf'a havale etti. Cafer çocukluk ve gençlik yıllarını Abbasî sarayında geçirdi ve devrin önde gelen kişilerinden çeşitli konularda faydalandı. Çok iyi yetişmesi ve sahip olduğu edebî kültür sayesinde halifenin gözdesi oldu.
Ca'fer 176'da (792-93) Ebü'l-Heyzâm'ın isyanı üzerine halife ile birlikte Suriye'ye gitti; ancak halife, kendisi daha yolda iken âsinin öldürülmesi üzerine Bağdat'a dönünce Ca'fer bir süre daha Suriye'de kaldı ve Humus'ta çıkan bir karışıklığı bastırdı, aynı yıl batı eyaletleri valiliğine tayin edildi. Mısır Valisi Mûsâ b. îsâ zalimce davranışları sebebiyle azledildi ve yerine Ca'fer getirildi. Fakat Ca'fer Mısır'a gitmeyip yerine babasının tavsiyesi üzerine Ömer b. Mihrân'ı gönderdi.
Mısır valiliği bir yıl kadar devam eden Ca'fer daha sonra Bağdat'a döndü. Suriye'de çıkan olaylar üzerine oraya gönderildi (180/796). Ca'fer kısa sürede isyanı bastırıp işleri düzene koyduktan sonra o sırada Rakka'da bulunan halifenin yanına döndü. Halife ona bu başarısından dolayı hil'at ve kıymetli hediyeler verdi.
Bazı araştırmalarda Taberî'deki bir habere dayanılarak[44] Ca'-fer'in bir ara vezirlik yaptığı ileri sürülmektedir. İbn Haldun ise halifenin Ca'-fer'i "sultan" unvanıyla idarenin başına getirdiğini kaydetmektedir. Ancak Hârû-nürreşîd devrinde idari kademelerde sultan unvanının mevcut olduğuna dair kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Muhtemelen İbn Haldun sultan unvanını vezir karşılığında
kullanmıştır. Ayrıca Ca'fer'İn vezirlik yaptığı bile şüphelidir. Suriye'den döndükten sonra Horasan ve Sicistan valiliğine tayin edilen Ca'fer yirmi gün sonra halifenin muhafız birliğinin kumandanlığına getirildi.
Ca'fer b. Yahya'nın tayin edildiği valilik görevlerinde Bağdat'tan uzun süre ayrı kalamaması halife ile olan yakınlığından kaynaklanmaktadır. Ca'fer halifeye her hususta yardımcı oluyor ve bazan ona vekâlet bile ediyordu. Dîvân-ı Resâil'de halife adına yazılacak mektup ve fermanları kaleme alıyor ve bazı mahkemelerde hazır bulunuyordu. Bu mektup ve fermanlarda kullandığı edebî dil ve ayrıca hukuk bilgisinin derinliği herkesin dikkatini çekiyordu.
Ca'fer b. Yahya Horasan valiliğinden ayrılınca bir süre bcrîd teşkilâtının ve darphâne ile tırâz atölyelerinin başına getirildi. Bu idarî görevlerinin yanında veliaht Me'mûn'un hocalığını da yaptı. Me'mûn Horasan valiliğine tayin edilince Ca'fer de ülkenin doğu eyaletlerinin idaresinde söz sahibi oldu. Aynı şekilde halifenin diğer oğlu Emîn batı eyaletlerinin valiliğine getirilince onun hocası ve Ca'fer'in ağabeyi FazI da ülkenin diğer yarısını kontrol altına almış oldu. Böylece devlet idaresi babaları Vezir Yahya sayesinde merkezde, oğulları sayesinde de eyaletlerde Bermekîler'in eline geçmiş bulunuyordu.
186 (802) yılında hacca giden halife yanına oğullarını, vezirini ve oğullarının hocalarını da almıştı. Hac dönüşünde halife Enbâr yakınında Umr'da konakladı. Mesrur el-Hâdim'e Ca'fer b. Yahya'nın derhal idam edilmesi emrini verdi. Bu emir üzerine Ca'fer idam edildi[45]. Babası Yahya ile kardeşleri de hapse atılarak Bermekî ailesinin iktidarına son verildi. Ca'fer b. Yahya'nın aniden idam edilmesi kaynaklarda halifenin kız kardeşi Abbâse ile olan gizli aşk macerasına bağlanmaktadır. Ancak Ca'fer'in idamını Bermekîler'in bertaraf edilmesinden ayrı düşünmek ve yalnızca bu sebebe bağlamak mümkün değildir.
Ca'fer b. Yahya Abbasîler döneminin önemli devlet ve kültür adamlanndan-dır. Cömert bir insan olan Ca'fer şairleri, musikişinas, edip ve âlimleri daima himaye etmiştir. Belagatı ve edebî üslûbunun mükemmelliğiyle devrinin önde gelen edipleri arasında yer alıyordu. Adına altın ve gümüş sikkeler bastırmıştır.[46]
Bibliyografya:
Halîfe b. Hayyât, Târih (Ömerî), tür. yer.; Ya1-kübî. Târih, II, 410, 421, 429; Taberî, Târih (de Goeje] ,"626, 629, 631 -644, 666-668; Cehşl-yârî. et-Vüzerâ ue'l-küttâb, s. 211-321; Mes-üdî. Mürûcü'z-zeheb (Abdülhamîd), III, 384-392; Hatîb, Târthu Bağdâd, VII, 152-153; İb-nü'l-Esîr. el-Kâmil V\. 126, 140. 151, 161, 175-180; İbn Hallikân. Vefeyât (Abdülhamîd), I, 292-305; Zehebî, A'lâmü n-nübela, IX, 91; İbn Tağrîberdî, enNücûmü'z-zahire, I!, 123-124; L. Bouvat. Le$ Barme~cides les auteurs arabes etpersons, Paris 1912, s. 68-74; D. Sourdel, Le Vizirat Abbaside, Damas 1959, I, 134-180; a.mlf., "al-Barâmika", El2 (Fr.), I, 1064-1067; Ziriklî, el-A'lâm, II, 126; M. M. Ahsan, Social Life under the Abbasids, London 1979, s. 35-56; K. V. Zettersteen, "Ca'fer", İA, III, 7-8; I. Abbas, "Barmakids", Eh., Nl, 808.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder